Tarım ve Güneş Enerjisi Entegrasyonu: Agrivoltaik Sistemlerin Önemi, Gelişimi ve Türkiye’nin Yol Haritası
3/18/20254 min oku


Günümüzde artan enerji talebi, gıda güvenliği endişeleri ve iklim değişikliğinin etkileri, tarım ve enerji politikalarının entegre edilmesini bir zorunluluk hâline getirmiştir. Bu bağlamda agrivoltaik sistemler, hem sürdürülebilir enerji üretimini hem de tarımsal üretimin sürekliliğini sağlayan hibrit bir çözüm olarak öne çıkmaktadır.
Agrivoltaik Sistem Nedir?
Agrivoltaik sistemler, aynı arazide hem fotovoltaik enerji üretimi hem de tarımsal faaliyetlerin eş zamanlı olarak gerçekleştirilebildiği entegre uygulamalardır. Bu sistemlerde güneş panelleri, bitkilerin gelişimini engellemeyecek şekilde yükseltilmiş konstrüksiyonlar üzerine kurulur. Böylece:
Tarım faaliyetleri devam ederken,
Arazinin üst kısmında güneş enerjisinden elektrik üretimi gerçekleştirilir.
Bu sistemler “toprak verimliliği” ve “enerji yoğunluğu” kriterleri açısından optimum alan kullanımı sunar.
Agrivoltaik Sistemlerin Faydaları
Agrivoltaik teknolojisinin sunduğu temel avantajlar aşağıdaki başlıklar altında toplanabilir:
🔋 Enerji Üretimi: Tarım arazisinden ilave gelir elde edilir. Alan kaybı olmadan elektrik üretilebilir.
🌱 Tarımsal Verimlilik: Panellerin gölgeleme etkisiyle aşırı sıcaklık ve buharlaşma engellenerek toprak nemi korunur.
💧 Su Yönetimi: Sulama ihtiyacı azalır. Bu durum özellikle kurak bölgelerde büyük önem arz eder.
🐝 Çok Amaçlı Kullanım: Panel altı alanlar arıcılık, küçükbaş otlatma gibi faaliyetlerle desteklenebilir.
🌡️ İklim Adaptasyonu: Aşırı hava olaylarına karşı dirençli üretim ortamı oluşturulur.
Avrupa’daki Uygulamalar ve Teşvik Politikaları
Avrupa Birliği ülkeleri, agrivoltaik sistemleri stratejik bir alan olarak tanımlamış ve bu yönde politika araçlarını çeşitlendirmiştir:
Fransa: 2023 itibarıyla 2 GW’ı aşan agrivoltaik başvuru kapasitesi bulunmakta olup, yasal düzenlemelerle tarım amaçlı PV kurulumlara öncelik tanınmaktadır.
İtalya: 2024 yılında, tarım arazilerine agrivoltaik sistem kurulumu için 1.1 milyar Euro değerinde özel teşvik programı başlatılmıştır.
Almanya: Federal düzeyde desteklenen pilot projeler aracılığıyla, hayvancılık ve sebze üretimi yapılan alanlarda entegre sistemlerin performansı ölçülmektedir.
Hollanda: Dikey PV uygulamaları gibi inovatif çözümlerle hem tarım makinelerinin manevra kabiliyeti korunmakta hem de enerji üretimi desteklenmektedir.
Bu örnekler, agrivoltaik sistemlerin yalnızca çevresel değil, aynı zamanda ekonomik sürdürülebilirlik için de güçlü bir enstrüman hâline geldiğini göstermektedir.
Türkiye’de Mevcut Durum
Türkiye, coğrafi konumu gereği yıllık ortalama 2600 saatlik güneşlenme süresi ve geniş tarım arazileriyle agrivoltaik sistemler için oldukça elverişli bir ülkedir. Ancak:
Tarım arazilerine güneş enerjisi sistemi kurulumu hâlen “tarım dışı kullanım” kategorisinde değerlendirildiğinden, Toprak Koruma Kurulu gibi izin süreçleri ciddi zaman ve yatırım kaybına neden olmaktadır.
Uygulama alanı daraldığı için yatırımcılar çoğunlukla marjinal, düşük verimli arazilere yönelmektedir.
Agrivoltaik terimi, yasal düzenlemelerde henüz tanımlanmış bir uygulama sınıfı değildir.
Tarım ve enerji teşvikleri birlikte yapılandırılmamıştır.
Bu yapısal kısıtlamalar, Türkiye'nin sahip olduğu yüksek potansiyelin henüz yeterince değerlendirilmesini engellemektedir.
İklim Krizi Bağlamında Agrivoltaik Sistemlerin Stratejik Rolü
İklim değişikliği, tarımsal üretimi tehdit eden en önemli unsurlardan biridir. Aşağıdaki etkiler nedeniyle agrivoltaik sistemler önleyici ve uyum sağlayıcı bir çözüm olarak görülmektedir:
🔥 Sıcak hava dalgaları: Panellerin sağladığı gölgeleme, bitki stresi ve su ihtiyacını azaltır.
💧 Kuraklık: Buharlaşma oranı düşer, toprak suyu muhafaza edilir.
🌪️ Aşırı hava olayları: Paneller, rüzgar ve doluya karşı bitkileri kısmen korur.
📉 Verimlilik kaybı: Bilimsel araştırmalar, bazı bitkilerde agrivoltaik koşullarda %10-20 daha yüksek verim alındığını göstermektedir.
Bu nedenle agrivoltaik sistemler, iklim uyum politikaları içinde özel bir öneme sahiptir.
Türkiye İçin Politika ve Mevzuat Önerileri
Türkiye'nin bu alanda etkin ve rekabetçi olabilmesi için aşağıdaki adımlar önerilmektedir:
✅ 1. Agrivoltaik Sistemlere Özel Hukuki Tanım Getirilmelidir
Tarım arazilerinde kurulan ve tarımsal üretime engel olmayan PV sistemler, "tarım dışı kullanım" sayılmamalıdır.
✅ 2. Enerji ve Tarım Teşvikleri Entegre Edilmelidir
IPARD, TKDK, KOSGEB gibi kurumların destek programlarına agrivoltaik sistemler için özel başlıklar eklenmelidir.
✅ 3. Pilot Uygulamalar Teşvik Edilmelidir
Üniversitelerle iş birliği yapılarak farklı bölgelerde demonstrasyon alanları kurulmalı; sonuçlar kamuoyu ve yatırımcılarla paylaşılmalıdır.
✅ 4. Yerli AR-GE ve Sistem Üreticileri Desteklenmelidir
Yükseltilmiş panel taşıyıcı sistemlerin yerli üretimi, gölge kontrol teknolojileri ve otomasyon sistemleri için kamu destekleri sağlanmalıdır.
Agrivoltaik sistemler, sadece çevre dostu bir teknoloji değil, aynı zamanda kırsal kalkınma, gıda güvenliği ve enerji bağımsızlığı hedeflerinin kesişim noktasında yer alan stratejik bir uygulamadır.
Türkiye'nin bu alandaki potansiyeli büyüktür; ancak bunu açığa çıkarabilmek için:
Yasal çerçeveler gözden geçirilmeli,
Kurumsal iş birlikleri sağlanmalı,
Ve uygulama modelleri şeffaf şekilde tanıtılmalıdır.
Doğru bir planlama ile Türkiye, agrivoltaik uygulamalarda hem Avrupa ile rekabet edebilir, hem de iklim değişikliğine karşı daha dirençli bir tarım modeli oluşturabilir.